Özlüyorum 50 yıl öncesini; çocukluğumu yaşadığım, 60’lı yılların hanımeli kokan sokaklarında büyüdüğüm İstanbul’u… İstanbul’umu özlüyorum. Nerede göbekli Yedikule Marulu’nun, Langa Hıyarı’nın yetiştiği sur dibi bostanları? Saatlerce koşup bitiremediğimiz uçsuz bucaksız çayırlar nerede? Nerede o üstüne çıktığımızda Yeşilköy’deki uçakları görebildiğimiz ulu ceviz ağaçları, dut ağaçları? Çirozluk uskumruyu, lakerdalık toriği barındıran denizi nerede? Korkmazdık denizlerine girmekten. Korkmazdık, çünkü koli basili nedir bilmezdik. Çocukluğumun İstanbul’u; saftı, duruydu, temizdi. Bir çocuk gibi masumdu. Topaç çevrilir, misket, dokuztaş, körebe, mendil kapmaca, seksek oynanırdı sokaklarında. Varoşu başka, sayfiyesi bir başkaydı. Merter, Avcılar, Sefaköy ve daha niceleri yoktu. Ama Beyoğlu vardı... Yine var, lakin sadece adı aynı, kendisi yok artık. Kaybolup gitti çocukluğumla... Tramvaylar vardı, vatmanların kullandığı. Köprüsü yoktu ama zümrüt yeşili kıyıları vardı Boğaz’ın. Burnu düz otobüsler, kaptıkaçtılar, damalı taksiler, meydanlarda kollarıyla komut veren trafik polisleri vardı. Dubai’deki gibi kule benzeri apartmanları yoktu. Doğduğum ev gibi cumbalı, tek katlı, iki katlı ahşap evleri vardı. Özlüyorum çayırları, bostanları, denizi ve o günkü Beyoğlu’nu. Yani çocukluğumun İstanbul’unu…
                        
                        
                            Yayınevi
 
								
								Yazar
 
								
								Çevirmen
 
								
								Kağıt Cinsi
2. Hamur
 
								
								Baskı Sayısı
1. Baskı
 
								
								Basım Yılı
2017
 
								
								Sayfa Sayısı
316
 
								
								Kapak Türü
Karton Kapak
 
								-  
ISBN 
 9786059898157
 
							
                         
                        
                            Ortalama Değerlendirme » 
